Ölen ölür, kalan yatar
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Ölen ölür, kalan yatar

17.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Aylardır teyakkuz halindeki Mikron ve Yutan orduları ada sahillerinde pineklerden; dağına taşına kireçle “Vadana canım feda” yazdıkları vatan ile ada karışımı topraklarda, insanlar eceliyle ölmeyi sürdürüyordu.

Tanrı Bol’un bollukla donattığı Yutania müstebiti Tzatziki Keftedes hem keyifli hem de adil bir despottu. Ufukta savaş tehlikesi belirip ordu kurmak gerekince yoldaştı yandaştı kayırmamış; yakınlarının çocuklarını da askere aldırmıştı.

İşte onlardan birinin babası ölünce, Tzatziki Keftedes çok üzüldü, biraz ayrıcalık yapması gerektiğini düşündü. Doğrudan ordu komutanı Giro Baklavakis’i arayarak durumu anlattı:

“Er Anguri, elimde büyüdü sayılır. Hassas bir çocuktur. Babasıyla kardeş gibiydik, ölümünü ben haber veremem. Sen böyle şeylerde idmanlısındır. En iyisi senin söylemen.”

Giro Baklavakis, “Emredersin despotum!” deyip telefonu kapattı. Ama canı sıkılmıştı. Erlere şuyun buyun öldü demek, herhalde koskoca ordu komutanının görevi değildi. Derhal yaveri Albay Pilaki’yi çağırttı, er Anguri’ye acı haberi vermeyi ona yükledi.

Oysa erlerle muhatap olmak, Albay Pilaki’nin de şanına yakışmazdı. O da Çavuş Piyazaki’yi çağırıp işi erbabına, elbette emir kipinde devretti.

Çavuş Piyazaki, “Emredersiniz albayım” diye selam çakıp huzurdan çıkar çıkmaz, toplan borusu çaldı.

Askercikler koşa koşa gelip hazırola geçtiler.

Çavuş gürledi: “Babası ölen erler bir adım öne çıksın!”

Kimse kıpırdamayınca, yeniden haykırdı: “Er Anguri! Emre itaatsizlikten bir hafta hücre cezası aldın, marş marş!”

OSZAR »