İzmir Kuş Cenneti’nin kuruluşundan itibaren koruma mücadelesinin öncüsü olan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü emekli öğretim üyes Prof. Dr. Mehmet Sıkı, geçmişte yapılan başarılı projeleri ve kazanılan uluslararası koruma statülerini hatırlatarak, bugün yaşanan ilgisizlik ve siyasi müdahalelerin alanın ekolojik dengesini bozduğunu söyledi. Özellikle DSİ ile yapılan su protokollerinin iptal edilmesinin ardından sazlıkların kuruduğunu ve Flamingo Adası’nın zarar gördüğünü belirten Sıkı, “Kuş varsa hayat vardır. Yaban hayatı siyasete alet edilmemeli. Bu alan başka bir ülkede ya da şehirde olsa göz bebeği gibi korunurdu. İzmir halkını ve yetkilileri sorumluluk almaya çağırıyorum” dedi.
“İZKUŞ İLE ALTIN DÖNEM YAŞANDI”
2002 yılında kurulan İzmir Kuş Cenneti’ni Koruma ve Geliştirme Birliği (İZKUŞ) ile birlikte çok önemli projelere imza attıklarını belirten Prof. Dr. Sıkı, “Başta Seyrek Belediye Başkanı Nurgül Uçar ardından Aziz Kocaoğlu birlik başkanı oldu. Aziz Bey’le on yıl birlikte çalıştık. Flamingo Adası’nı yaptık, motor pompalarla su sağladık, su protokolleri geliştirdik. 2014- 2017 arasında Ağustos ve Eylül aylarında bile su sağlayabiliyorduk. Bu sayede 18.140 flamingo yuvası sayıldı. Önceki yıllarda sadece kış ziyaretçisi olan kuğular, o dönemde üremeye başladı. Bu bir başarıydı” dedi. Yedi farklı sistemle su sağlanan sazlıkların kurumasıyla ekosistemin zarar gördüğünü söyleyen Sıkı, “Milli Parklar Bölge Müdürlüğü, DSİ ile yapılan su sağlama protokollerini tek taraflı iptal etti. Şu anda alan su alamıyor. Flamingo Adası dalgalarla zarar gördü, restorasyon yapılmıyor” diye konuştu.
“KUŞ VARSA HAYAT VARDIR, KİRLENME YOKTUR”
Prof. Dr. Sıkı, “Kuş varsa hayat vardır. Kuş varsa üretim, temizlik ve canlılık vardır. Bu cennet göz göre göre yok oluyor. İzmirlilere de sesleniyorum gelin cennetinize sahip çıkın. Yaban hayatı siyasetin konusu olmamalı. Bütün yetkilileri sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu alan başka şehirde olsaydı el üstünde tutulurdu. İzmirliler, lütfen bu mücevhere sahip çıkın. Bu sadece bir doğa alanı değil, canlı bir laboratuvar, bir eğitim merkezi, bir kültürel mirastır” ifadelerini kullandı.
